Tüketici Mahkemesine Sunulmuş Bilirkişi Raporu

Tüketici hakem heyetleri, bir süredir kararlarını görevlendirdikleri bilirkişinin raporu ışığında verebilmektedir. İstatistik olarak, rapora dayalı karar alımı ne sıklıktadır bilinmemekle beraber, hakem heyetlerinin tüketiciden yana karar almaya meyilli olduklarını söylemek hatalı olmaz. Aşağıda geçen olayda, hakem heyeti tüketiciyi haklı bulmuş ancak dağıtım şirketi kararı bozmak için dava açmıştır. Tüketici, bir "oh" çekip zararını giderdiğini sanarken açılan dava ile şaşırır, üstelik davayı kaybetmesi halinde bir de hukuki masraflar çıkacağından endişe etmeye başlar. Öyle de olur dava açılınca iş daha ciddileşir, "ispat yükü", avukat tutup tutmama ikilemi derken sinirler gerilir. 

Aşağıdaki metin gerçek bir davada mahkemeye sunulmuş bir bilirkişi raporudur. Tüketici, zararını elektrik dağıtım şirketine yıkmak (rücu etmek) için hakem heyetini ikna etmiştir ama mahkemenin görevlendirdiği uzman aynı fikirde değildir. Rapor sonrasında dosyanın nasıl ilerlediğini bilemeyiz. Hâkim, bilirkişinin raporunu "hükme esas alabilir", tam tersi karar verebilir, başka bilirkişi de görevlendirebilir.

Hakkınızı aramak için yola çıkarken haklı olduğunuzdan emin değilseniz, ummadığınız maliyetlerle de karşılaşmak mümkün (emin de olsanız mahkemeyi iknâ etmekte sorun yaşayabilirsiniz). Örnekse, elektrik dağıtım şirketleri onlarca avukatı ile haklı da olsa haksız da olsa sonuna dek kalesini savunmaktadır.


***  *. TÜKETİCİ MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE                                                 

TEKNİK BİLİRKİŞİ RAPORU

Esas no          : 2022/*** E.

Davacı            : **** Elektrik Dağıtım A.Ş.

Davacı Vekili   : ***

Davalı            : **** (**** apartmanı)

Konusu          : Hakem heyeti kararına itiraz

İNCELEME KARARI

Sayın mahkemenin 22.09.2022 tarihli ara kararında, -yerinde inceleme yetkisi de verilerek - çekişmeli konu hakkında bilirkişi raporu alınması istenmektedir. Tarafıma tevdi edilen 2022/*** E. sayılı dosya incelenerek, konunun uzmanlık alanımızda olduğu görülmüş, dava konusu adreste 06.01.2023'de inceleme de yapılmak suretiyle görüş, kanaatimizi içeren işbu rapor hazırlanmıştır.

1. UYUŞMAZLIK

Davalı tarafından temsil edildiği anlaşılan apartman yönetimi ile davacı şirket arasında, abone sözleşmesinden doğan tedarikçi-tüketici ilişkisi olmasa da, **** ilinde elektrik dağıtım hizmeti, münhasıran davacı şirketçe sağlanmaktadır. Davalı apartman yönetimi, 9456***998 numaralı hizmet noktasında kayıtlı bağlantı anlaşması ile elektrik enerjisi kullanmaktadır.

Davalı, 02.04.2022 tarihinde **** THH 'ne başvurarak elektrik şebekesi kaynaklı maddi zarara uğradığını belirten davalı, THH'nin 10.06.2022 tarihli kararı ile talep ettiği 6.000,00 TL bedelin tamamı için lehte karara erişmiştir. Dava, bu kararın iptali taleplidir.

2. DOSYADAKİ BULGULAR

2.1 Davalı, 02.04.2022 tarihinde hakem heyetine başvurmuştur. Uyuşmazlık bedeli olarak 6000,00 TL'nin yanında delil olarak, iki arıza bakım fişi ve bir adet fatura beyan edilmiştir. 09396 numaralı bakım fişi, 20 Mart 2022 tarihli olup **** Asansör Ltd. tarafından düzenlenmiştir. "yüksek voltajdan dolayı motor kabloları ve cihaz (??) yanmıştır" ifadesi yazılıdır.

2.2 Davacı **** EDAŞ'ın 25.11.2022 tarih 45463 sayılı yazısında, 327***096 numaralı tesisata ait 2022 yılı kesinti raporları ve 70***5 numaralı dağıtım transformatöründen alınmış gerilim kayıtları da eklenmiş ve tüketicilere sağlanan gerilimin teknik kalite sınırları içerisinde olduğu vurgulanmıştır.

2.3 Davacının yazılı beyanlarına paralel biçimde, hasar gören bina ortak alan aboneliği dışında, binada bulunan diğer tüketici abonelerin herhangi birinden, olaydakine benzer bir -şebeke kaynaklı- hasar iddiası dosyaya girmemiştir.

3. YERİNDE İNCELEME BULGULARI

06.01.2023 tarihinde dava konusu binada, asansör makine dairesi ve ortak sayaç/enerji dağıtım tablosunda inceleme yapılmıştır. Binanın yapı denetim şirketi gözetiminde yapılmış bir bina olduğu ve iç tesisatında bir kusur olmadığı değerlendirilmiştir.

Asansör, kademesiz hız kontrollü, 4 duraklı ve otomatik kat ve kabin kapılıdır. Makine-motor 7,5 kW gücünde olup redüktörlüdür. Periyodik denetimi 07.11.2022 tarihinde yapılmış ve uygunsuzluklara rağmen kullanımında engel olmadığı şeklinde etiketlenmiştir. Asansör kontrol panosunda Konel Elektronik, Revo_LC kodlu asansör kontrol kartının olduğu görülmüştür. Aynı panoda Konel Revo Drive 7,5 kW güçlü frekans kontrollü hız ayarlama ünitesinin de çalışır durumda olduğu görülmüş, dava konusu arıza sonrasında bu cihazın eskisi yerine takıldığı anlaşılmıştır (bkz. foto. eki).

Davalıdan, tamirat sonrasında çıkan sorunlu parçaların inceleme için hazır edilmesi istenmiş ancak bu sağlanamamıştır.

4. DEĞERLENDİRMELER

4.1 ŞEBEKE KALİTESİ

Dosyaya davacı şirket tarafından sunulan teknik ölçümler, faz nötr arasında 227-237 V aralığındaki sağlıklı ölçmelere işaret etmekte olsa da tek başına her bir "t" anı için davacının kalite şartlarını sağladığına delil olamaz. Dosyadaki diğer unsurlar gözetilerek kanaat oluşturmak gerekmiştir.

4.2 İNCELENEN ASANSÖR KONTROL PANOSU

Yerinde görülen asansör kontrol panosuna olay sonrası takılan davaya konu sürücü cihazının 4 adet montaj vida deliği bulunmakta olup ekli fotoğrafta görüleceği üzere dört delikten üçü boştadır. Panoda en altta bulunan bağlantı terminallerinde siyah, is benzeri kirlilik izleri açıkça görülmektedir. "yüksek voltajdan dolayı motor kabloları ve cihaz yanmıştır" ifadesinde geçen motor kabloları yanmıştır tespiti ile terminallerdeki kirlilik örtüşmektedir.

Davaya konu olayda iddia edildiği gibi dağıtım şirketi kaynaklı olarak tüketicilere kalite sınırları dışında gerilim verilmesi süre bakımından iki şekilde olabilecektir. Birincisi transient yada çok kısa süreli tabir edilen geçici olaylar veya uzun süreli ve dakikalarla ifade edilecek olaylardır. İkincisi durumunda olaydan etkilenen tüketici sayısı çok fazla olacağından bu olayda geçici aşırı gerilimler üzerinde durulmalıdır.

Geçici aşırı gerilim durumunda bakım fişinde değinildiği üzere bağlantı hatlarında (motor kabloları) bir hasar oluşması beklenen bir durum değildir. Kablo bağlantı hasarı genellikle, tasarım (ürün seçimi), malzeme veya işçilik hatalarında beklenebilir.

5. SONUÇ VE KANAAT

Yukarıdaki bulgular ve değerlendirmeler ışığında:

-Dava konusu hasarı, davacı şirket sorumluluğundaki enerji dağıtım şebekesindeki kusur ile ilişkilendirecek bir hususa, dosyada ve yerinde incelemede rastlanmamıştır.

-Arızaya müdahale eden ekibin yada arızalı frekans konvertörünü atölyede değerlendiren personelin eksik inceleme ile hatalı kanıya varması yüksek olasılıktır. "yüksek voltajdan dolayı motor kabloları ve cihaz yanmıştır" ifadesi yüzeysel ve temellendirilmeye muhtaç bir teşhistir.

-Kesin olarak söylemek mümkün olamasa da olayın şebeke kaynaklı olmadığı kanaati kuvvetli biçimde oluşmuştur.

-Davalı apartman iç elektrik tesisatının, olayda bir etkisi olmadığı kanaatine varılmıştır.

-Sürücü cihazında şebeke kaynaklı hasar ile motor kablolarındaki hasarın birlikte oluşması tutarlı değildir. Yeni cihazın montajında dört montaj deliğinden sadece birinin kullanılması mahkemenin takdirine bırakılmaktadır. 09.01.2023

Takdiri mahkemenize aittir. Sayın mahkemenize arz olunur.

Bilirkişi

*** Mühendisi

Sicil****

(Elektronik imzalıdır)

EK: 3 sayfa halinde inceleme fotoğrafları

Mahkeme tebilgatını okuyan tüketici

 

Yüksek Gerilim İşletme Sorumluluğu Kontrol Formu Üzerine

Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 60. maddesi gereği “Tüm yüksek gerilimli kuvvetli akım tesislerinde teknik konulardan sorumlu elektrik mühendisi olmalıdır”. Bu maddeye uyan işletmeler, çalışmayı seçtikleri mühendis (gerçek kişi) ile (bağlı bulunduğu büro ile değil) bireysel bir sözleşme imzalarlar. Takvim yılı süresince geçerli sözleşme için genellikle mühendis odasının matbu metni kullanılır. Bu metinde tarafların sorumlulukları açıklanmıştır fakat mühendisin hangi periyotta tesisi ziyaret edeceği açıkça belirlenmemiştir. Hizmetin bedeli aylık ödemelerle tanımlandığı için olsa gerek, mühendisin aylık ziyareti "içtihat" gibi yerleşmiştir (kontrollerini daha sık yada seyrek yapan sorumlular elbette vardır). Ziyaretlerde kullanılmak üzere mühendis odasınca bastırılarak -bedelli- dağıtılan, numara verilmiş, üç nüsha AYLIK kontrol formları vardır. Yazıda bu formu incelemeye çalışacağız.

Yüksek Gerilim Kontrol Formu
BAŞLIK BÖLÜMÜ

Form, tarih, kontrol numarası, tesis adı/adresi ile başlar. Ardından gelen “enerji aldığı kurum” ve “abone numarası” kutularının EMO tarafından, “dağıtım şirketi” ve “tesisat numarası” ile değiştirilmesi daha doğru olacaktır zira enerji tedarikçisi şirketin konu ile uzak yakın ilgisi yoktur. Hatta dağıtım şirketinin adı dahi yer kazanmak için çıkartılabilir. Forma katkısı sınırlıdır. Tekil kod veya tesisat numarası dağıtım şirketinin kendi coğrafi bilgi sisteminde kullandığı kimliktir.

Devamında transformatör gücü, işletme gerilimi ve TR tipi kutuları, örneğin: 1600 kVA | 31,5/0,4 kV | bina tipi biçiminde doldurulabilir.

Ardından gelen "şebeke tipi" (*) alanı önemlidir ve tesise aşina olunmadan  doldurulamaz. İlk sıradaki TT şebekeli tesisler, meslektaşların karşısına yüksek oranda çıkar. Projesinden itibaren TN olarak tasarlanmış tesislere az da olsa sahada rastlanabilir. Bu -TN şebekeli- tesisleri ayırt etmek için transformatöre yakın bir yerde yapılmış -muhtemelen kalın kesitli- (PE/N) şöntünü görmek yeterli olabilir. Bu şönt, bir potansiyel dengeleme barasında veya pano içerisinde uygun bir noktada da yapılmış olabilir. TN şöntünün olmadığını biliyorsanız ve L-PE çevrim empedansı 1,5-2 ohmdan büyükse bu tesisin TT olduğunu işaretlemek yanlış olmaz. Ancak çevrim empedansı 0,5 ohm seviyelerinde ise TN şöntü olmadan bu değerin sağlanması nerede ise olanaksızdır. Başka deyişle, bu tesiste ya bilerek TN şöntü uygulanmıştır veya şebekenin en az bir noktasında PE/N teması bilinçli /bilinçsiz yapılmıştır. Bu durumda -TT gibi görünen ama TN sonuçları üreten- şebekenin tipini forma işaretlememek daha doğru olacaktır. Bazı üstatlar bu durumun tesis sahibine yazılı olarak rapor edilmesini önermektedir. Böyle bir tesiste "yıllık periyodik kontrol" yapmanın da anlamsız olduğu söylenebilir. Öyle ya! Üç gün tüm tesisi gezdiniz, ölçtünüz, değerler mükemmel çıktı, ertesi gün bu rastgele şönt bir şekilde çözülecek olursa artık yeni ölçmeler, -doğru biçimde- toprak üzerinden tamamlanan çevrimin değerini verecek, belki de 0,5'ten 20 ohma çıkabilecektir.

Bu satırların yazarı, TN-C şebekeye bir kez 1958'de Fransızlarca kurulmuş bir fabrikada rastgelmiştir. Başka deyişle, IT ve TN-C şebekeli bir tesise hizmet veren mühendis sayısı oldukça düşüktür.

KONTROLLER BÖLÜMÜ

İlk satırlar (1)(2)Branşman hattının durumu, kesiti(!), türü(!) ve ENH direkleri ve izolatörleridir. Tesis, direk tipi veya bina tipi ama EDAŞ bağlantı hattının başında seksiyoner direği olan (bir noktadan sonra kabloya dönecektir) tipte ise bu maddelerin kontrolü bizzat görülerek yapılmalıdır. Bağlantı hattı uzun bir ENH ise bir sürü izolatörü ve direği içerebilir. Her ay olmasa bile, yatmış direk, kırılmış izolatör, kuş değmesi vb. konular için hattı dolaşmak gerekir. Kabloya dönüşülen noktada örneğin bir sigortalı seksiyoner varsa: gözle kontrol, ayırıcı kol kilidinin varlığı, parafudrlar (sigorta patlayıp yere düşerse tutuşma riski var mı vb.) değerlendirilmelidir. Hattın kesiti ve türünün bu formda olması tartışılabilir. Bu ikisi projeyle belirlendiğinden kesiti doğrulamak sorumlu mühendisin görevi değildir. Örneğin bir direk yıkılması sonrası iletken değişimi vs oldu ise kesit sorgulanabilir. Bağlantı hattı, EDAŞ'tan yeraltı kablosu ile geliyorsa bu iki satırın, işaretlenmeksizin tek çizgi ile iptali uygun olur (bu kontrolün konusu değildir anlamında).

(3)(4) Merkezdeki tüm kapıların asma vb. kilitle emniyet altına alınması önemlidir. Kapıların dışa doğru açılmasını bu formla periyodik (sık sık) kontrol etmek makul sayılmayabilir.

(5) YG ve AG ana panosu bölümünde, odaların depo olarak kullanımı, oda sıcaklığı, yanıcı madde varlığı, manevrayı engelleyici durumlar; direk tiplerinde panonun otla kapanması, su basma, hayvan girme olasılığı vb. uygunsuzlukları görmek ve raporlamak mümkündür.

(6) ve (8). satırdaki kontroller, bu formun belki de doğrulaması en zor bölümleridir.  Bazı tesisler için o satıra “uygun” yazdığınız halde içiniz rahat olmaz. Özellikle modern dolap tipi hücreleri olmayan eski tip bir merkezde bu madde önemlidir. Tesis hem eskidir hem enerjili bölümlerin gözle kontrolü için bile enerjiyi kesmek gerekebilir (kapılardaki şöntler de uygunsuz olabilir). İşletmenin aynı zamanda bakım sorumlusu da iseniz yılda bir kez enerji keserek kontrol yapmak tercih edilebilir. Bu tesisler rutubet etkisinde ise mesnet ve diğer izolatörlerde ark yolu oluşabilir. Monoblok bina ve modüler hücrelerde kontrol daha kolaydır, daha az sıklıkla kontrol yapılmalıdır.

(7)Hücreler önündeki yalıtım halısının varlığı ve ebadı, yanlışlıkla 1 kV tip seçilmediği, eskiyerek "kağıt" gibi görünüp görünmediği değerlendirilmelidir (bazı meslek büyüklerimiz, monoblok binalarda potansiyel dengeleme sağlandığından, halı gerekliliğinin tartışmaya açık olduğunu vurgularlar).

(9)Bütün techizatın adreslenmesi, birden fazla transformatör bulunan tesislerde önemlidir. Enerji A hücresinden kesilmişken yanlışlıkla B trafo odasına girilmesi gibi hatalar engellenmelidir. İki TR'li bir tesiste AG pano etiketlemesi, varsa jeneratör transfer panosu, varsa kuplaj devre kesicisi etiketlemesi doğru ve yanılmaya fırsat vermeyecek biçimde olmalıdır. Birden fazla OG hücre odası olan kampüsvari tesislerde hem vaziyet planı hem tek hat şeması as built olarak doğru ve görünür noktada asılı olmalıdır.

(10)Trafo ve pano çevresi kullanımı madde beşin tekrarı gibidir, trafo eklenmiştir. Bazı durumlarda TR odasına ilave ekipman veya hurda ürünler konabilir. İlave ekipman olarak örneğin SVC kompanzasyon için endüktif bobinlerin konulduğu durumlar görülmüştür. Bu durumlar formda değerlendirilmelidir. Odaya hayvan girişi, tavandan sıvı sızıntısı, kontrol edilebilir. 11. maddedeki koruma ve işletme toprak bağlantıları bu madde ile birlikte değerlendirilir. İşletme bağlantısı bazı durumda nötr buşingi yerine doğrudan ana pano barasına da bağlanmış olabilir. 12,13,14,15. satırların tamamı TR odasını ilgilendirir. OG kablosu buşing bağlantılarının rijitliği, yağ soğutmalılarda sızıntı kontrolü, yağ seviyesi, silikajel kontrolü, kapı pencere panjurlarından kuş vb. girme riski, varsa cebri kapı/pencere fanları yorumlanır. Aşırı sıcak odalarda yağ soğutmalı TR termometresinin gördüğü en yüksek sıcaklığı kayda alıp resetlemek ve takibini yapmak fayda sağlar.

(16)Hatalı manevraları engellemeye ilişkin tedbir ve tertibat, modern hücrelerde çözülmüş bir konudur. Bir arıza veya hücrede modifikasyon vb. olmadığı sürece hatalı manevra zaten engellenmiştir. Ancak konvansiyonel (metal bölmelerle yapılmış) hücreler doğal olarak eski tesisler olacağından mekanik kilitlemeleri önem arzeder (Modüler hücrelerin marka ve ürün tipini not bölümüne yazmak uygun olacaktır).

(17)Tesisin güncel tek hat şemasının önemli hususlar kolay okunacak biçimde sadeleştirilerek, yeterli büyüklükte kopyasının asılması manevralarda kolaylık sağlar. İşletme talimatı da o tesise özel olmalı, her tesise uyar(!) “matbu” bir metin olmamalıdır.

(18)ENH içeren tesislerde tehlike levhaları eskimiş, korkuluklar deforme olmuş olabilir irdelenmelidir. (19)Aynı şekilde sehim artışı, ağaç, bitki, yeni eklenmiş yapı gibi durumlar ENH emniyet mesafesini ihlal etmemelidir.

(20)Yağ soğutmalı transformatörlerin yangın algılama sistemine dahil olmaları önemlidir. Yangın Yönetmeliği olası sorulara kısmen yanıt vermektedir, bina dışındaki monoblok merkezlerde "söndürme" gerekli midir? Yoruma açıktır. İlgili madde:

(65/2) Yağlı transformatör kullanılması durumunda;

a) Yağ toplama çukurunun yapılması gerekir.

b) Transformatörün içinde bulunacağı odanın bina içinde konumlandırılması hâlinde; bir yangın hâlinde transformatörden çıkan dumanların ve sıcaklığın binadaki kaçış yollarına sirayet etmemesi ve serbest hareketi engellememesi gerekir.

c) Uygun tipte otomatik yangın algılama ve söndürme sistemi yapılır.

Yağ toplama çukuru, yangının yayılımını sınırlamak ve çevreyi korumak bakımından önemlidir, formda değerlendirilmemektedir. Keza yangın dumanının binaya yayılmasının formda değerlendirilmesi de yerinde olabilir. Reçineli tip olmayan TR'lerin, nerede tesis edilirse edilsin yangın algılma sistemine katılmaması uygunsuzluk olarak işaretlenmelidir. Bina dışında bağımsız bir yapı içinde veya MBK'de konumlanmış TR'lerin, pahalı söndürme sistemi olmadan işletilmesi uygunsuzluk olarak değerlendirmeli midir? Tartışılmalıdır.

(21)TR ve özellikle hücre odalarında acil aydınlatma, bir kesinti durumunda manevranın sağlığı bakımından çok önemlidir. Aküleri boşalmış ürünler önceden tespit edilmez ise ihtiyaç halinde sorun yaratır.

(22)Özellikle monoblok binaların zemine yerleşiminde yapılan hatalar yaygındır. Kablo giriş deliklerinden su gelmesi durumunda nem, başlıklar ve akım trafoları üzerinde ark yolu oluşturarak birkaç yıl içinde topraktan açmalara neden olabilir. Ark, yük ayırıcı veya kesici kutupları üzerinde hasar yaparsa maliyeti daha yüksek olabilir. Ark varsa nemli havalarda boşalmanın sesi kolayca duyulabilir hale gelebilir. Normal olmayan seslerin dinlenmesi konusu formda kendine yer bulmalıdır.

(23) Akü ve redresör, şebeke varken sekonder korumayı enerjili halde tutabilir ve bu yanıltıcı olabilir. Redresörün enerjisi birkaç dakika kesilerek akünün yeterliliği kontrol edilebilir. Jeneratörü olan tesislerde yüksek kapasiteli akü seçimi yerine akım çıkışı yüksek güç kaynağı kullanmak daha doğrudur (Bakımsız akü redresör gruplarının -"BAR24"- sadece Ah kriteri ile sipariş edilmesi yanlıştır). Kesici kurma motorlarının güç kaynağına bağlanması çoğu tesis için gereksizdir. Kesici yay motorunun şebeke enerjisi ile kurulması yeterli olacaktır. Kesici motoru 24 VDC dahi olsa ona özel bir aküsüz güç kaynağı kullanımı yerinde olur. Akü sadece sekonder ve diğer korumalara ayrılmalıdır. Modüler hücrelerde siren çıkışı ayrılmış olduğu halde genelde siren bağlamak ihmal edilir. Açma ve arızalardan gecikmeksizin haberdar olmak için siren önemlidir. Reçineli tip transformatörlerin sıcaklık koruma röleleri hücre odası dışında tesis edilmiş ise sağlıklı çalıştığı mutlaka kontrol edilmelidir.

KİŞİSEL KORUYUCU EKİPMAN ve SONUÇ BÖLÜMÜ

Bu kısımdaki “ıstanka veya izole pense”, açık tip "eski" hücreniz yoksa işlevi olmayan ekipmandır, gerekli değil işaretlemesi yapılabilir. İzole sehpa, direk tipi TR'ler ve direk tipi seksiyoneri olan tesislerde manevra sırasında önemli bir ekipmandır (keza ıstanka). TR izolasyon yağı test raporu hermetik TR'ler için gerekli değildir. Genleşme tanklı tesislerde kurutucu kontrol altında ve tesis sürekli enerjili ise yağ testi ertelenebilir. Her yıl test için numune almak bu tesislerde anlamsızdır. Yağ örneği alımı sırasında yapılacak hatalar da sonucun güvenilirliğini düşürmektedir.

Topraklama test raporu(**) en önemli maddelerden olup en sonda bulunması talihsizliktir. YG sorumluluk hizmeti sözleşmenizde 5/n maddesi, tesisin "topraklama ölçümlerinin topraklamalar yönetmeliğine göre düzenli aralıklarla ve gerektikçe yaptırılmasından" sorumlu olduğunuzu yazmaktadır. Yani sorumlu olduğunuz işletmenin ölçümünü yapmak değil ama yaptırtmak kapsamınızdadır. Yapılacak doğrulama: tesiste ölçülen koruma empedansının, rölelerin açmayı vaat ettiği sürelere bağlı olarak tehlikeli gerilim oluşup oluşmayacağını kapsar. Ek olarak TT tesislerde, işletme fonksiyonel topraklamasının “bilgi olarak” bile olsa raporlanması yerinde olacaktır. Çevrim empedansı yüksek ve toprak hata koruması olmayan tesislerde faz-toprak hataları ciddi sonuçlara gebe olacaktır.

Genel Değerlendirme” kısmında tesisin anlık sekonder (AG) gerilimine, ay içindeki max puantına (sayaçta 1.6.0 değeri x çarpan), anlık reaktif oranlara, TR sıcaklıklarına, primer gerilimlere (gerilim trafosu sigortası açmış olabilir) vb. yer vererek tavsiyelerle raporu kapatmak isabet olacaktır.

Rapora imza atacak tesis yetkilisine erişim o an için zor olabilir. Size eşlik edenler imza vermekte çekinceli davranabilir. Ziyaretinizi ispat etmek için görevi ne olursa olsun bir personelden imza almak ve en kısa zamanda formu tarayıp yetkili kişiye e-posta ile ulaştırmak doğru yöntem olacaktır. Formdaki önemli notlar ve uyarıların yetkiliye hızlıca ulaşmasını sağlamak gerekir. 

EMO, basıp dağıttığı bu formda uzun yıllardır "anlamlı" değişiklikler yapmamıştır. Oysa yukarıda değinildiği üzere formda "gereksiz" görünen ve eklenmesinde fayda olacak durumlar, üzerinde tartışılmaya adaydır. Örneğin: mademki tesisteki sorumluluk alanı TR sonrasındaki devre kesici ile sınırlıdır, neden tesisin TN, TT olması formda işaretleniyor? Tartışılmalıdır.

Bilirkişilikte Kota Uygulaması ve Bölge Kurulu Rolü

Mahkemelere çok sayıda dosyada rapor yazarak adli makamlara “yardımcı olan” bir meslektaş bilirkişiden bir gün telefonuma mesaj geldi (sonradan öğrendim aynı mesajı başka meslektaşlara da göndermişti). Bilmiyordum, 2023 depremi sonrasında açılan çok sayıda davada rapor verilmesi gerektiğinden, bilirkişilerin iş yükü çok büyümüştü ve Eylül 2023'te Bilirkişilik Daire Başkanlığı bazı branşlar özelinde, uygulamadaki kota (normal dosyalarda ayda 30; seri dosyalarda 60) uygulamasını kaldırmıştı. Deprem hasarları ile doğrudan ilişkili olan "07 Jeofizik", "08 Jeoloji",  "10 Harita ve Kadastro", "11 Mimarlık", "13 İnşaat" ve "17 Gayrimenkul ve Varlık Değerleme" temel branşlarında aylık kota artık yoktu. UYAP arayüzüne bir sayı girilmesi zorunlu olduğu için 1500/ay rakamı oraya usülen yazılmıştı. Ben de farketmemiştim “13 İnşaat” alanı yapı denetim olarak benim de bildirdiğim alanlardan olduğundan bu “esneklikten” ben de faydalanacaktım(!).

Gelen mesaja dönersek, sayın bilirkişi yukarıdaki altı alandan hiç birine dahil olmadığından bu “esneklik” ona yaramamıştı. Yılın ilk üç ayında tam 204 (yazı ile ikiyüzdört) dosyada görevlendirildiğini güvenilir kaynaktan tesadüfen öğrendiğim bilirkişi, bu kararın “mağduru” olmuştu. Oturup tüm meslektaşlarını bu büyük(!) “mağduriyetten kurtaracak”, bir A4 sayfası uzunlukta dilekçe metni yazmıştı. Mesajda, bu metni tartışmaya açıp, “fikri” katkıları beklediğini söylüyordu. Öyle ya birlik olmak önemliydi. Sosyal medyanın “adaleti” sağladığına sıkça şahit oluyorduk. Bir yılda topu topu 40-50 dosya alabilen biz faniler ona destek olup adaleti birlikte talep etmeliydik.

Nasıl da değişik oluyor değil mi tasalar? Kimi bilirkişi çaresizce hakimleri ziyaret edip kendini tanıtıp dosya almayı; tarzını, yaklaşımını beğendirmeyi umarken, kimi de “cam tavanları” kaldırmak için istidalar hazırlıyor. Gerçekten hakimlere kendinizi tanıtıp dosya alabilme ihtimaliniz sıfıra yakındır. Yazı işleri müdürleri bazı kalemlerde hakimden daha etkilidir (bilirkişi seçiminde).

Cam tavan” tabiri yerli yerinde olmayabilir belki ama şöyle anlaşılmalı: siz bir kalemin “gözdesiyseniz”, iyi çalışıyorsanız ve kotanız dolu olduğu için engeliniz varsa bu size dert olmaz. Kalem size görevi verir ama UYAP'a işlemez. Eğer heyet raporu ise UYAP'ta engeli olmayanlar görevli görünür. Engeli olanların kotasının uygun hale gelmesi beklenir. Bazen heyetteki diğerleri homurdanır (Reddiyat ödemesi bu yüzden gecikebilir). Yani cam tavanlar bazılarına vardır bazılarına yoktur.

Bütün bunlardan bilirkişi kurulunun bilgisi var mıdır? Olsa da hiçbir şey yapmaz. Kurul, işe yaramazdır. Ancak şikayetleri sonuca bağlar (raporda kusur oranı belirttin, al sana uyarı cezası). Yıllık faaliyet raporunu laf olsun diye -copy paste- yayımlar, çoğu zaman unutur. Bölgede çalışan bilirkişlerle ilgili işe yarar istatistik çalışması yapmaz. “İlgili mevzuat çerçevesinde bilirkisilerin denetimini yapmak ve performansını ölçmek” diye bir görevi vardır oysa ama üzerine hiç alınmaz. Bölgede hangi alanlarda darboğaz vardır, hangi uzmanlarda yığılma vardır. Hangi heyetler hep kurulmakta ve sürekli aynı ekiple rapor vermektedir? Araştırılacak ne güzel konular var değil mi oysa. Yazılım izin vermiyor mu? UYAP bilişime yazdınız mı? "Biz şu konuda istatistik sorgu yapamıyoruz" dediniz mi?

Futbol tabiriyle “rotasyonu” genişletmek kimin görevi? İlk 11'e tereddütsüz girebilecek futbolcuları çoğaltmak teknik direktörün görevidir. Kotalarla oynamak, kotaların ardından dolaşılmasını görmezden gelmek yerine "havuzdaki" bilirkişi sayısının artmasını sağlamaktır esas olan.

Not: Matematik tezat yeni dikkatimi çekiyor, 204/3 ayda 60 dosyanın da üzerinde. Tüm dosyalar seri bile olsa teoride 3 x 60 = 180 dosya eder. Daha çözmemiz gereken ne "çakallıklar" var bakalım. 

Bilirkişilikten geçinenler
 

Teleferik Kazasından Geriye Kalanlar ve Mühendis Sorumluluğu Üzerine

"Asrın feleketi denilerek" kamuoyu tepkisi azaltılmaya çalışılan Şubat 2023 depremlerinde, cezaevine müteahhitlerin, mühendislerin konulması ülkenin alışık olduğu bir durum değildi. Kısmen yine "gaz alma" hedefli bu tutuklama dalgasının belediyelerdeki yada siyasetteki sorumlulara da uzanması pek beklenmiyordu öyle de oldu. Ama şunu gördük ki inşaat mühendisinin attığı imza 30 yıl sonra bile peşini bırakmıyor; ustanın, bir katın kolonlarında bağlamayı unuttuğu etriyelerin bedelini gün gelip masumlar ödüyor. Seçim zamanı yaklaşınca nasılsa çıkacak "imar affına" güvenen "Anadolu irfanı" ile dopdolu yurttaş, hep beklediğini aldı. Bu ülkede mühendis olmak, hele bir yerlere imza atmak akıl işi mi? 

2017'de işletmeye açılan Antalya Tünektepe teleferiğinde 2024 Ramazan bayramı tatilindeki kazada bir can kaybedildi. 23 saat süren, askıdaki ikiyüze yakın insanın kurtarılma operasyonu, olayı yeterince medyatik hale getirdi ve sonuçta yeni seçilmiş bir belediye başkanı ve mühendis teknik yöneticiler dahil hızlı tutuklamalar geldi. Savcılık, helikopterler insan kurtarırken bilirkişi heyetini görevlendirdi. Alışık değildik hızlı çalışan adliyeye, koltuk korkusundan cumhuriyeti savunamayan cumhuriyet savcıları bu kez şaşırtıcı biçimde hızlı hareket etti, hep böyle olsun diyelim. 

Avrupa'da, özellikle Alplerde; İtalya, Avusturya, İsviçre'de çok yaygın biçimde teleferik kullanılmakta. En iyi tünel müteahhitlerinin, en uzun tünellerin İtalya'da olması gibi bu ülkeler teleferik işini de iyi biliyor. Buna rağmen Mayıs 2021'de İtalya'da (Mottarone dağı) 13 kişinin öldüğü bir teleferik kazası olmuş (*link). Mühendislik işleri ihmale gelmiyor. Mottarone'deki tesisin yapımı 1967'de başlamış. Antalya'daki 2012'de il özel idaresince ihale ediliyor ama firma işi yarım bırakıyor. Belediye, 2016'da tamamlama ihalesi yapıp tesisi açmış, bir belediye iktisadi teşekkülü de işletmesini üstlenmiş. Tabi bu şirkette sorumluluk üstlenen mühendisler, teknisyenler ve onların amirleri çalışmakta. İlk rapora bakılırsa, bakımlarda ihmaller olmasa kaza olmayabilirmiş. Bu olayda sadece mühendisler değil onların amirleri de suçlanıyor. Teknisyenler, ertelenen bakım kalemlerinden ötürü amirleri suçluyor. Kaç mühendis -tekerlek kırılmazdan önce- yolunda gitmeyen işi yazılı olarak üstüne rapor edebilir? Etse, erteleme olmaz ve kaza engellenebilir miydi? İşimize hâkim miyiz peki mühendis olarak, yoksa teknisyenin getirdiği her formu, raporu klasörüne takıp geçiyor muyuz? (edit: iddianameyi okuduğunuzda sorumlu belediye çalışanı mühendisin, nasıl bir sorumluluk altında olduğunu bilmediği yada bidiği halde sıyrılmaya çalıştığını üzülerek görüyoruz) 

Bir tesis yüksek emniyet katsayıları ile doğru proje ile inşa edildiğinde, asgari bakımla belki 20-30 yıl kimsenin burnu kanamadan çalışabilir de. Ama testi kırıldığında hesabını verecek olanlar mühendisler olur. O halde işimizi iyi bileceğiz, sürekli gelişeceğiz, ihmal gördüğümüzde korkmadan yazılı raporumuzu amirin masasına koyacağız. Mazereti adliyede savcıya vermemek için çok önce amirlerimize yazılı olarak gerekçeleri sunup kafamızı rahat ettireceğiz. 

Antalya teleferik kaza kırılan direk mast
Antalya'da kazanın kök nedeninin, bakımsız halat makaraları, çalışmayan veya devre dışı bırakılmış halat pozisyonu denetleyici koruma sistemi olduğu düşünülmekte. Sistemi çekerek hareket ettiren halat, iki makara arasına sıkıştığında otomasyonun, cer gücünü kesip mast direğine yatay yük gelmesini engellemesi beklenir ama bu olmayınca, direk, ek yerindeki civataları kesiyor, bütünlüğünü koruyamıyor. Direk temeli sağlam görünmekte. Projede yatay yük en kötü senaryoda ne kadar hesaplandı? Direk biraz daha dayanabilse, ana makinadaki zorlanmayı arttırabilse başka bir aşırı yük koruması çalışarak emniyeti sağlar mıydı? Metrik 22/ 8.8 civata somunların yere düştüğüne raporda değinilmiş. Böyle bir sistemde M22 narin kalır mı? 8.8 yerine kesme dayanımı yüksek 14.9 civata çok mu maliyetli? Yada 8.8'ler bakımda torklanmış mıydı? Hizmet satın aldığınız işletmenin personeli işi savsaklıyorsa bunun mühendis olarak farkına varmanız mümkün müdür? Astlarınız işi biliyor mu yoksa ahbap çavuş kadrosundan mı işe girmiş? Yani yıllarca eve ekmeğinize götürebilirken, kötü bir günden sonra kodese giden mühendis olmak çok mümkün. 

Antalya Tünektepe kaza kabin
Olay olduğunda direkten geçmekte olan kabinin, düşen direk(mast) parçasının çarpması ile taban bütünlüğünü kaybettiği ve yolcularını düşürdüğü tahmin ediliyor. Direk düştüğünde, halatın yerden yüksekliği yeterli olmayacağından kabinin, tabanını yere çarptıktan sonra tabanı ve yolcuları yerde bırakması da ihtimaller arasında. Kırılan direkten kıvılcım çıktığı aynı gün en az iki kez ihbar edilmiş ve ciddiye alınmamış ise işletme zaafı maalesef çok nettir (edit: ihbarın görüntüleri yayımlandı, iddianamede operatör personelin "cahilliği" gün yüzüne çıktı). Asıl korkuncu, -sosyal medyada konuşulanlar doğru ise- tesisin talihsizliğinin (yarım kalıp geç bitirilmesinin), sahipsizliğinin, güvensizliğinin sektör içinde kulaktan kulağa fısıldanıyor olmasıdır (edit: bilirkişi heyetinin mast direklerinin statik projelerine erişemediği konuşuluyor). Belediyelerin işletmesindeki tüm tesislerin risk altında kabul edilerek yetkin ellerce denetlenmesinin zamanıdır. 

İdare mahkemesindeki bir davada bina malikleri, binalarının güvensiz olduğu gerekçesi ile -yükleniciyi değil- yapı kullanma izninin iptali için belediyeyi dava etmişlerdi. Davanın bir aşamasında binanın denetlenmesi istendiğinde belediye, "yapı kontrol biriminde ilgilisi mühendis olmadığından" bahisle denetimi başka birimlerden bulduğu personelce ancak yapabildiğini "secaat arzederken" bildirmişti. Önceki paragrafın sonunda varılan kanaatin "boş beleş" olmadığını anlamak için bunu söylemeden geçmek olmazdı (üstelik bu belediye küçük bir belde değil en büyük il adaylarından biridir).

Bu belediye tesisinde görevli mühendis vardı da ne değişti? HİÇ!

Antalya Tünektepe Teleferiği/ANET

Bir Kez Daha Muhalefet Şerhi

Üç meslektaş bir dosyada heyete dahil edilmiştik. Mahkeme, bir elektrik hırsızlığı davasında dağıtım şirketi ile abone arasındaki uyuşmazlık için görüşümüzü sormuştu. Hırsızlıkla suçlanan abone ticaret erbabı idi, yan yana iki dükkânı birleştirip açtığı işyerinde küçük ölçekte üretim yapıyordu. Hırsızlık iddiasına o kadar içerlemişti ki dev bir bez afiş yaptırarak dükkan cephesine asmış, konuyu medyatik hale getirmiş ve elinden geldiğince meramını anlatmaya çalışmıştı. 

Heyet, birbirine yakın yaşlarda mühendislerden kurulmuştu. Kadın meslektaş bir kamu kurumunda yönetici idi, profesyonel hayattaki görevi dava konusuna yakın sayılmazdı. Diğer meslektaşın görevi hem konuya daha yakındı hem de bilirkişi deneyimi kat kat fazla idi. Üstelik aynı olayın başka bir mahkemede görülen dava dosyasında rapor sunmuştu, olayı biliyordu. Aslında olayla ilgili görüşünü sunduğundan tekrar rapor sunması yanlış olacaktı (farklı düşünenler olabilir ama bana kalırsa ikinci kez görev kabul etmeyip çekilmeliydi). Öyle ya kanaati belliydi, onu değiştirmesi kendini inkâr olurdu. 

Titiz bir mühendisti, dikkatini başka bir dosyada beğenmiştim, kadın mühendisle birlikte geçmişte raporlar yazdıklarını biliyordum. Bana, yüz yüze iken olayın geçmişini anlattı ve önceki raporda vardığı kanaatin nedenlerini açıkladı. Emek harcamadan ona katılmamı bekliyordu, ne de olsa arşivde önceden yazılmış hazır rapor vardı. Dosyaya çalışacağımı söyledim ve öyle de yaptım. 

Dosyaya, öğretim üyesi profesör bir meslektaşın raporu girmişti ve bizim heyetteki meslektaş ile aynı sonuca varıyordu: tüketici ayrı hat çekerek enerjiyi sayaçtan geçmeden kullanmıştı. Burada olay hakkında bilgi vermek gerekecek. İki dükkan var demiştik, iki de abone sayacı. EDAŞ ekibi gelip her iki sayaç öncesi devre kesicilerden enerjiyi kesiyor ama bir yerde aydınlatma ışımaya devam ediyor. Bunun üzerine motorlardan kontrol ediyorlar ve iki fazın kesildiğini bir fazın hala var olduğunu görerek sayaç haricinde bir hatla enerji çalındığı sonucuna varıp tutanak tutmaya yelteniyorlar. İş yeri sahibi telefonla kendi elektrikçisine ulaşıyor. Girişteki kesicilerin bazen görev yapmayıp enerjiyi kesmediğini, aç-kapa yaparlarsa düzeleceğini öğreniyorlar ve hakikaten öyle oluyor fakat EDAŞ personeli ikna olmayıp tutanağı tutuyor. Kanun dışı hattın yerini tespit etmeyi denemiyorlar, "dükkan malzeme dolu olduğundan tespit yapılamadı" gibi bir notla yetiniyorlar. "Denildiği gibi devre kesici bir fazı kaçırsa idi biz bunu sayaçtan farkederdik" mealinde bir beyanları da dosyaya  girmiş. Ama şunu atlıyorlar, sayaç 1993 model mekanik sayaç ve fazları ekranda göstermiyor.

MCB minyatür devre kesici
Tutarsız noktalar çok olunca benim kanaatim arkadaşın tam aksi yönünde oluştu. Öyle ya 20 yıllık bir devre kesici kim bilir kaç kısa devre gördü? Belki kesme kapasitesi düşük seçildi. Kontaklar zamanla fonksiyon kaybına uğrayabilir. Deneyimli bir personel bu olasılığı hemen oracıkta ölçü aleti kullanarak eler. Bunun yerine, -elektronik olmayan- "sayaç ekranına baktık fazlar yoktu" demek acizliktir. Keşfe de katılmış olan profesör meslektaş "devre kesicinin iki fazı kesip bir fazı kaçırması olası değildir" demiş. Bizim heyetteki meslektaş, abonenin bir yıl sonraki tüketimleri ile kıyaslama yapınca tüketimde artış da görmüş ve hırsızlıktan şüphesi kalmamış. 
a lamp and a circuit breaker with AI
Taslak raporumu yazıp iki üye ile paylaştım, kadın meslektaşın kanaatine göre kimin azınlıkta kalacağı belli olacaktı. Beklenen oldu ve azınlıkta kaldım. Koskoca profesörden iyi mi bilecektim öyle ya! Tüketimdeki artışın siparişlere, yeni makine yatırımına, piyasanın durumuna bağlı olabileceğini, salt tüketime bakıp diğer etkileri dikkate almamanın hata olacağını söyledim. Durum netleşince final muhalefet şerhimi yazıp görüşlerine sundum. "Mühendis Bey" köpürdü, "taraf avukatı" gibi yanıt vermişim (onların raporunu çürütmüşüm), hakimle konuşup raporu nasıl vermemiz gerektiğini soracakmış. Örneğin yüksek yargıda "nasıl karşı oy uygulaması varsa öyle sunarız, hepimiz aynı kanaatte olacağız diye şart mı var" dedim ve öyle sunduk. Yani üç imzalı ve altına şerh notu düşülmüş ana rapor ve ayrı sunulmuş karşı oy raporu olarak.

EDAŞ personelinin davranışını sorgulamayan (tutanağı tutup ilave hattın yerini bulmamak, aboneye "sen bildiğin yoldan yine git" demektir) çelişkiyi göremeyen heyet üyelerini iknada başarısız oldum. Aslında o aşamada bile en ufak bir şüphe duydu ise meslektaşım dosyadan çekilebilirdi. Onu, vicdanı ile kendi bilecek artık. 

EDAŞ'larda düşük ücret politikası ile personelde hem nicelik hem nitelik düşmektedir. Bir delinin attığı taşı kaç mühendis çıkaramadık görüldüğü gibi.